کات (0.00348 دووةم)
  • ئەنجام: ( 1
  • بۆ 8
  • ليرەوە 8
  • )
#1

Interpretation of ( الأعراف 200 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Şeytandan bir dürtük seni dürtüklediğinde, Allah'a sığın. Çünkü O, her şeyi işitir, her şeyi bilir. ] - Interpretation of ( Al-A'raf 200 )

[ وَإِمَّا يَنْزَغَنَّكَ مِنَ الشَّيْطَانِ نَزْغٌ فَاسْتَعِذْ بِاللَّهِ إِنَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ ] - الأعراف 200

وةرطيَران ئایەت | 1154 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#2

Interpretation of ( يونس 65 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Onların sözü seni üzmesin. Tüm onur ve kudret Allah'ındır. O her şeyi işitir, her şeyi bilir. ] - Interpretation of ( Yunus 65 )

[ وَلَا يَحْزُنْكَ قَوْلُهُمْ إِنَّ الْعِزَّةَ لِلَّهِ جَمِيعًا هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ ] - يونس 65

وةرطيَران ئایەت | 1429 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#3

Interpretation of ( البقرة 181 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Kim işittikten sonra vasiyeti değiştirirse hiç kuşkusuz bunun günahı onu değiştirenler üzerinedir. Allah her şeyi işitir, her şeyi bilir. ] - Interpretation of ( Al-Baqarah 181 )

[ فَمَنْ بَدَّلَهُ بَعْدَمَا سَمِعَهُ فَإِنَّمَا إِثْمُهُ عَلَى الَّذِينَ يُبَدِّلُونَهُ إِنَّ اللَّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٌ ] - البقرة 181

وةرطيَران ئایەت | 188 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#4

Interpretation of ( النساء 134 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Dünya nimeti ve bereketini isteyen bilsin ki, dünya nimeti de âhiret mutluluğu da Allah katındadır. Allah, çok iyi işitir, çok iyi görür. ] - Interpretation of ( An-Nisa' 134 )

[ مَنْ كَانَ يُرِيدُ ثَوَابَ الدُّنْيَا فَعِنْدَ اللَّهِ ثَوَابُ الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ وَكَانَ اللَّهُ سَمِيعًا بَصِيرًا ] - النساء 134

وةرطيَران ئایەت | 627 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#5

Interpretation of ( المجادلة 1 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Allah, kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikâyette bulunan kadının sözünü işitmiştir. Allah, ikinizin karşılıklı konuşmasını işitir. Çünkü Allah en iyi işiten, en iyi görendir. ] - Interpretation of ( Al-Mujadila 1 )

[ قَدْ سَمِعَ اللَّهُ قَوْلَ الَّتِي تُجَادِلُكَ فِي زَوْجِهَا وَتَشْتَكِي إِلَى اللَّهِ وَاللَّهُ يَسْمَعُ تَحَاوُرَكُمَا إِنَّ اللَّهَ سَمِيعٌ بَصِيرٌ ] - المجادلة 1

وةرطيَران ئایەت | 5105 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#6

Interpretation of ( التوبة 98 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Çöl Araplarından öylesi vardır ki, infak ettiğini bir angarya/bir ceza ödeme sayar ve sizin başınıza belaların gelmesini bekler durur. En kötü bela onların başına olsun! Allah çok iyi işitir, çok iyi bilir. ] - Interpretation of ( At-Tawba 98 )

[ وَمِنَ الْأَعْرَابِ مَنْ يَتَّخِذُ مَا يُنْفِقُ مَغْرَمًا وَيَتَرَبَّصُ بِكُمُ الدَّوَائِرَ عَلَيْهِمْ دَائِرَةُ السَّوْءِ وَاللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ ] - التوبة 98

وةرطيَران ئایەت | 1333 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#7

Interpretation of ( النور 60 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Artık nikâh arzuları kalmamış, hayızdan ve evlattan kesilen kadınların, süslerini göstermek için ortalıkta dolaşmamaları şartıyla dış giysilerini bırakmalarında kendileri için bir günah yoktur. Ama sakınmak için titiz davranmaları, onlar için daha hayırlıdır. Allah, her şeyi işitir, her şeyi bilir. ] - Interpretation of ( An-Nur 60 )

[ وَالْقَوَاعِدُ مِنَ النِّسَاءِ اللَّاتِي لَا يَرْجُونَ نِكَاحًا فَلَيْسَ عَلَيْهِنَّ جُنَاحٌ أَنْ يَضَعْنَ ثِيَابَهُنَّ غَيْرَ مُتَبَرِّجَاتٍ بِزِينَةٍ وَأَنْ يَسْتَعْفِفْنَ خَيْرٌ لَهُنَّ وَاللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ ] - النور 60

وةرطيَران ئایەت | 2851 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#8

Interpretation of ( الأنفال 42 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ O vakit siz, vadinin beri yamacında idiniz, onlarsa öte yamacında idiler. Kervan sizden daha aşağıda idi. Sözleşmiş olsaydınız buluşma yer ve saatinde ayrılığa düşerdiniz. Ama Allah, olması kararlaştırılan işi yerine getirmek istiyordu. Ta ki, ölen beyyine üzerine ölsün, yaşayan da beyyine üzerine yaşasın. Allah elbette ki çok iyi işitir, çok iyi bilir. ] - Interpretation of ( Al-Anfal 42 )

[ إِذْ أَنْتُمْ بِالْعُدْوَةِ الدُّنْيَا وَهُمْ بِالْعُدْوَةِ الْقُصْوَى وَالرَّكْبُ أَسْفَلَ مِنْكُمْ وَلَوْ تَوَاعَدْتُمْ لَاخْتَلَفْتُمْ فِي الْمِيعَادِ وَلَكِنْ لِيَقْضِيَ اللَّهُ أَمْرًا كَانَ مَفْعُولًا لِيَهْلِكَ مَنْ هَلَكَ عَنْ بَيِّنَةٍ وَيَحْيَى مَنْ حَيَّ عَنْ بَيِّنَةٍ وَإِنَّ اللَّهَ لَسَمِيعٌ عَلِيمٌ ] - الأنفال 42

وةرطيَران ئایەت | 1202 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish