کات (0.00315 دووةم)
  • ئەنجام: ( 1
  • بۆ 7
  • ليرەوە 7
  • )
#1

Interpretation of ( الحجر 76 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ O kentin izleri/işaretleri, hâlâ işleyen bir yol üzerindedir. ] - Interpretation of ( Al-Hijr 76 )

[ وَإِنَّهَا لَبِسَبِيلٍ مُقِيمٍ ] - الحجر 76

وةرطيَران ئایەت | 1878 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#2

Interpretation of ( يس 20 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Kentin öbür ucundan bir adam koşarak gelip şöyle dedi: "Ey topluluk, bu elçilere uyun!" ] - Interpretation of ( Ya-Sin 20 )

[ وَجَاءَ مِنْ أَقْصَى الْمَدِينَةِ رَجُلٌ يَسْعَى قَالَ يَا قَوْمِ اتَّبِعُوا الْمُرْسَلِينَ ] - يس 20

وةرطيَران ئایەت | 3725 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#3

Interpretation of ( الحجر 74 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ O kentin üstünü altına getirdik/üst düzeydekileri alt düzeye indirdik. Ve üzerlerine pişmiş çamurdan taşlar yağdırdık. ] - Interpretation of ( Al-Hijr 74 )

[ فَجَعَلْنَا عَالِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمْطَرْنَا عَلَيْهِمْ حِجَارَةً مِنْ سِجِّيلٍ ] - الحجر 74

وةرطيَران ئایەت | 1876 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#4

Interpretation of ( العنكبوت 31 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Elçilerimiz, İbrahim'e müjdeyi getirdiklerinde şöyle dediler: "Biz şu kentin halkını helâk edeceğiz. Çünkü ora halkı zalim oldular." ] - Interpretation of ( Al-Ankabut 31 )

[ وَلَمَّا جَاءَتْ رُسُلُنَا إِبْرَاهِيمَ بِالْبُشْرَى قَالُوا إِنَّا مُهْلِكُو أَهْلِ هَذِهِ الْقَرْيَةِ إِنَّ أَهْلَهَا كَانُوا ظَالِمِينَ ] - العنكبوت 31

وةرطيَران ئایەت | 3371 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#5

Interpretation of ( القصص 20 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi. Dedi: "Ey Mûsa, kentin ileri gelenleri seni öldürmeyi planlıyorlar. Çık buradan! Ben sana öğüt verenlerdenim." ] - Interpretation of ( Al-Qasas 20 )

[ وَجَاءَ رَجُلٌ مِنْ أَقْصَى الْمَدِينَةِ يَسْعَى قَالَ يَا مُوسَى إِنَّ الْمَلَأَ يَأْتَمِرُونَ بِكَ لِيَقْتُلُوكَ فَاخْرُجْ إِنِّي لَكَ مِنَ النَّاصِحِينَ ] - القصص 20

وةرطيَران ئایەت | 3272 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#6

Interpretation of ( الأعراف 163 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Sor onlara o deniz kıyısındaki kentin durumunu. Cumartesi günü azıp sınır tanımazlık ediyorlardı. Sebt yaptıkları gün balıkları onlara akın akın gelindi; sebt yapmadıklarında ise onlara gelmezdi. Yoldan sapmaları yüzünden onları böyle imtihan ediyorduk. ] - Interpretation of ( Al-A'raf 163 )

[ وَاسْأَلْهُمْ عَنِ الْقَرْيَةِ الَّتِي كَانَتْ حَاضِرَةَ الْبَحْرِ إِذْ يَعْدُونَ فِي السَّبْتِ إِذْ تَأْتِيهِمْ حِيتَانُهُمْ يَوْمَ سَبْتِهِمْ شُرَّعًا وَيَوْمَ لَا يَسْبِتُونَ لَا تَأْتِيهِمْ كَذَلِكَ نَبْلُوهُمْ بِمَا كَانُوا يَفْسُقُونَ ] - الأعراف 163

وةرطيَران ئایەت | 1117 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#7

Interpretation of ( الكهف 19 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ İşte böyle! Onları dirilttik ki, birbirlerine sorup dursunlar. İçlerinden biri şöyle konuştu: "Ne kadar durdunuz?" Dediler: "Bir gün yahut günün bir parçası kadar." Dediler: "Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir. Siz şimdi birinizi şu gümüş para ile kente gönderin de baksın; kentin hangi yiyeceği daha temizse ondan size bir rızık getirsin. Ama nazik ve kurnaz davransın ki, sizi kimseye fark ettirmesin." ] - Interpretation of ( Al-Kahf 19 )

[ وَكَذَلِكَ بَعَثْنَاهُمْ لِيَتَسَاءَلُوا بَيْنَهُمْ قَالَ قَائِلٌ مِنْهُمْ كَمْ لَبِثْتُمْ قَالُوا لَبِثْنَا يَوْمًا أَوْ بَعْضَ يَوْمٍ قَالُوا رَبُّكُمْ أَعْلَمُ بِمَا لَبِثْتُمْ فَابْعَثُوا أَحَدَكُمْ بِوَرِقِكُمْ هَذِهِ إِلَى الْمَدِينَةِ فَلْيَنْظُرْ أَيُّهَا أَزْكَى طَعَامًا فَلْيَأْتِكُمْ بِرِزْقٍ مِنْهُ وَلْيَتَلَطَّفْ وَلَا يُشْعِرَنَّ بِكُمْ أَحَدًا ] - الكهف 19

وةرطيَران ئایەت | 2159 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish