کات (0.00326 دووةم)
  • ئەنجام: ( 1
  • بۆ 6
  • ليرەوە 6
  • )
#1

Interpretation of ( الإسراء 90 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Dediler ki: "Bizim için yerden bir pınar fışkırtmadığın sürece sana asla inanmayacağız!" ] - Interpretation of ( Al-Israa 90 )

[ وَقَالُوا لَنْ نُؤْمِنَ لَكَ حَتَّى تَفْجُرَ لَنَا مِنَ الْأَرْضِ يَنْبُوعًا ] - الإسراء 90

وةرطيَران ئایەت | 2119 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#2

Interpretation of ( مريم 31 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ "Beni, bulunduğum her yerde kutsal ve bereketli kıldı. Yaşadığım sürece bana namazı/duayı, zekâtı önerdi." ] - Interpretation of ( Maryam 31 )

[ وَجَعَلَنِي مُبَارَكًا أَيْنَ مَا كُنْتُ وَأَوْصَانِي بِالصَّلَاةِ وَالزَّكَاةِ مَا دُمْتُ حَيًّا ] - مريم 31

وةرطيَران ئایەت | 2281 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#3

Interpretation of ( القصص 59 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Senin Rabbin, memleketleri/medeniyetleri, ana merkezlerinde kendilerine ayetlerimizi okuyan bir resul göndermedikçe helâk etmez. Biz; ülkeleri/medeniyetleri, halkları zulme sapmadıkları sürece helâk etmeyiz. ] - Interpretation of ( Al-Qasas 59 )

[ وَمَا كَانَ رَبُّكَ مُهْلِكَ الْقُرَى حَتَّى يَبْعَثَ فِي أُمِّهَا رَسُولًا يَتْلُو عَلَيْهِمْ آيَاتِنَا وَمَا كُنَّا مُهْلِكِي الْقُرَى إِلَّا وَأَهْلُهَا ظَالِمُونَ ] - القصص 59

وةرطيَران ئایەت | 3311 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#4

Interpretation of ( المائدة 96 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Hem size hem de yolculara bir geçimlik olarak, deniz avı yapmak ve onu yemek size helal kılındı. Fakat ihramlı olduğunuz sürece karada avlanmak size haram edilmiştir. Huzurunda haşredileceğiniz Allah'tan korkun. ] - Interpretation of ( Al-Ma'idah 96 )

[ أُحِلَّ لَكُمْ صَيْدُ الْبَحْرِ وَطَعَامُهُ مَتَاعًا لَكُمْ وَلِلسَّيَّارَةِ وَحُرِّمَ عَلَيْكُمْ صَيْدُ الْبَرِّ مَا دُمْتُمْ حُرُمًا وَاتَّقُوا اللَّهَ الَّذِي إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ ] - المائدة 96

وةرطيَران ئایەت | 765 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#5

Interpretation of ( المائدة 117 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ "Onlara, senin bana emrettiğin şu sözden başka bir şey söylemedim: 'Benim Rabbim ve sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin.' İçlerinde olduğum sürece üzerlerine tanıktım. Sen beni vefat ettirince üzerlerine yalnız sen gözetleyici oldun. Ve sen zaten her şey üzerinde bir Şehîdsin, bir tanıksın." ] - Interpretation of ( Al-Ma'idah 117 )

[ مَا قُلْتُ لَهُمْ إِلَّا مَا أَمَرْتَنِي بِهِ أَنِ اعْبُدُوا اللَّهَ رَبِّي وَرَبَّكُمْ وَكُنْتُ عَلَيْهِمْ شَهِيدًا مَا دُمْتُ فِيهِمْ فَلَمَّا تَوَفَّيْتَنِي كُنْتَ أَنْتَ الرَّقِيبَ عَلَيْهِمْ وَأَنْتَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ ] - المائدة 117

وةرطيَران ئایەت | 786 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#6

Interpretation of ( الأعراف 89 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ "Allah bizi, milletinizden kurtardıktan sonra tekrar o millete dönersek yalan düzüp Allah'a iftira etmiş oluruz. Rabbimiz Allah istemediği sürece, sizin milletinize dönmemiz söz konusu edilemez. Rabbimiz, bilgice her şeyi kuşatmıştır. Allah'a dayanıp güvendik biz! Ey Rabbimiz! Toplumumuzla bizim aramızda hak ile hükmet. Sen, çözüm getirenlerin en hayırlısısın." ] - Interpretation of ( Al-A'raf 89 )

[ قَدِ افْتَرَيْنَا عَلَى اللَّهِ كَذِبًا إِنْ عُدْنَا فِي مِلَّتِكُمْ بَعْدَ إِذْ نَجَّانَا اللَّهُ مِنْهَا وَمَا يَكُونُ لَنَا أَنْ نَعُودَ فِيهَا إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ رَبُّنَا وَسِعَ رَبُّنَا كُلَّ شَيْءٍ عِلْمًا عَلَى اللَّهِ تَوَكَّلْنَا رَبَّنَا افْتَحْ بَيْنَنَا وَبَيْنَ قَوْمِنَا بِالْحَقِّ وَأَنْتَ خَيْرُ الْفَاتِحِينَ ] - الأعراف 89

وةرطيَران ئایەت | 1043 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish