کات (0.00297 دووةم)
  • ئەنجام: ( 1
  • بۆ 5
  • ليرەوە 5
  • )
#1

Interpretation of ( البروج 3 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Tanıklık edene, tanıklık edilene/seyredene, seyredilene, ] - Interpretation of ( Al-Burooj 3 )

[ وَشَاهِدٍ وَمَشْهُودٍ ] - البروج 3

وةرطيَران ئایەت | 5912 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#2

Interpretation of ( الشمس 8 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Ardından da ona bozukluğunu ve takvasını ilham edene ki, ] - Interpretation of ( Ash-Shams 8 )

[ فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَا ] - الشمس 8

وةرطيَران ئایەت | 6051 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#3

Interpretation of ( إبراهيم 36 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ "Rabbim, onlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Artık beni izleyen bendendir. Bana isyan edene gelince, onun hakkında sen Gafûr ve Rahîm'sin. ] - Interpretation of ( Ibrahim 36 )

[ رَبِّ إِنَّهُنَّ أَضْلَلْنَ كَثِيرًا مِنَ النَّاسِ فَمَنْ تَبِعَنِي فَإِنَّهُ مِنِّي وَمَنْ عَصَانِي فَإِنَّكَ غَفُورٌ رَحِيمٌ ] - إبراهيم 36

وةرطيَران ئایەت | 1786 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#4

Interpretation of ( آل عمران 153 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Siz şaşkınlıkla sağa-sola kaçıyor, hiç kimseye dönüp bakmıyordunuz. Resul ise arkanızdan sizi çağırıyordu. Böylece Allah size keder üstüne keder verdi ki, elinizden uçup gidene de size isabet edene de üzülmeyesiniz. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır. ] - Interpretation of ( Al Imran 153 )

[ إِذْ تُصْعِدُونَ وَلَا تَلْوُونَ عَلَى أَحَدٍ وَالرَّسُولُ يَدْعُوكُمْ فِي أُخْرَاكُمْ فَأَثَابَكُمْ غَمًّا بِغَمٍّ لِكَيْلَا تَحْزَنُوا عَلَى مَا فَاتَكُمْ وَلَا مَا أَصَابَكُمْ وَاللَّهُ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ ] - آل عمران 153

وةرطيَران ئایەت | 446 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#5

Interpretation of ( الحج 40 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Onlar sırf, "Rabbimiz Allah'tır" dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarıldılar. Eğer Allah'ın, insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, içlerinde Allah'ın adı çokça anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler her halde yerle bir edilirdi. Allah, kendisine yardım edene elbette yardım eder. Allah elbette Kavî, Azîz'dir. ] - Interpretation of ( Al-Hajj 40 )

[ الَّذِينَ أُخْرِجُوا مِنْ دِيَارِهِمْ بِغَيْرِ حَقٍّ إِلَّا أَنْ يَقُولُوا رَبُّنَا اللَّهُ وَلَوْلَا دَفْعُ اللَّهِ النَّاسَ بَعْضَهُمْ بِبَعْضٍ لَهُدِّمَتْ صَوَامِعُ وَبِيَعٌ وَصَلَوَاتٌ وَمَسَاجِدُ يُذْكَرُ فِيهَا اسْمُ اللَّهِ كَثِيرًا وَلَيَنْصُرَنَّ اللَّهُ مَنْ يَنْصُرُهُ إِنَّ اللَّهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ ] - الحج 40

وةرطيَران ئایەت | 2635 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish