Masa Jalan (0.00772 saat)
  • Keputusan: ( 31
  • sehingga 40
  • daripada 138
  • )
#32

Tafsiran ( Ta-ha 65 ) dalam Turkish oleh Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Dediler: "Ey Mûsa, ya hünerini ortaya at yahut da ilk hüner sergileyen biz olacağız." ] - Tafsiran ( Ta-ha 65 )

[ قَالُوا يَا مُوسَى إِمَّا أَنْ تُلْقِيَ وَإِمَّا أَنْ نَكُونَ أَوَّلَ مَنْ أَلْقَى ] - طه 65

Perihal terjemahan Ayat | 2413 Pengarang | Yasar Nuri Ozturk Bahasa | Turkish
#33

Tafsiran ( Al-Israa 91 ) dalam Turkish oleh Yasar Nuri Ozturk - tr

[ "Yahut senin, hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olmalı. Onların aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmalısın." ] - Tafsiran ( Al-Israa 91 )

[ أَوْ تَكُونَ لَكَ جَنَّةٌ مِنْ نَخِيلٍ وَعِنَبٍ فَتُفَجِّرَ الْأَنْهَارَ خِلَالَهَا تَفْجِيرًا ] - الإسراء 91

Perihal terjemahan Ayat | 2120 Pengarang | Yasar Nuri Ozturk Bahasa | Turkish
#34

Tafsiran ( Al-Mulk 10 ) dalam Turkish oleh Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Ve derler ki: "Eğer söz dinleseydik yahut aklımızı çalıştırsaydık şu çılgın ateşin dostları arasında olmazdık." ] - Tafsiran ( Al-Mulk 10 )

[ وَقَالُوا لَوْ كُنَّا نَسْمَعُ أَوْ نَعْقِلُ مَا كُنَّا فِي أَصْحَابِ السَّعِيرِ ] - الملك 10

Perihal terjemahan Ayat | 5251 Pengarang | Yasar Nuri Ozturk Bahasa | Turkish
#35

Tafsiran ( Al-An'am 65 ) dalam Turkish oleh Yasar Nuri Ozturk - tr

[ De ki: "O size, üstünüzden yahut ayaklarınızın altından bir azap göndermeye yahut sizi fırka fırka birbirinize düşürerek/fırkalara bölüp içinden çıkılmaz durumlara düşürerek/fırkaları elbise gibi size giydirerek kiminizin şiddetini kiminize tattırmaya Kaadir'dir." Bak nasıl sıralıyoruz ayetleri, iyice kavrayabilsinler diye. ] - Tafsiran ( Al-An'am 65 )

[ قُلْ هُوَ الْقَادِرُ عَلَى أَنْ يَبْعَثَ عَلَيْكُمْ عَذَابًا مِنْ فَوْقِكُمْ أَوْ مِنْ تَحْتِ أَرْجُلِكُمْ أَوْ يَلْبِسَكُمْ شِيَعًا وَيُذِيقَ بَعْضَكُمْ بَأْسَ بَعْضٍ انْظُرْ كَيْفَ نُصَرِّفُ الْآيَاتِ لَعَلَّهُمْ يَفْقَهُونَ ] - الأنعام 65

Perihal terjemahan Ayat | 854 Pengarang | Yasar Nuri Ozturk Bahasa | Turkish
#36

Tafsiran ( Adh-Dhariyat 39 ) dalam Turkish oleh Yasar Nuri Ozturk - tr

[ O tüm gücüyle/tüm seçkin adamlarıyla birlikte yüz çevirdi ve şöyle dedi: "Bir büyücü yahut mecnun." ] - Tafsiran ( Adh-Dhariyat 39 )

[ فَتَوَلَّى بِرُكْنِهِ وَقَالَ سَاحِرٌ أَوْ مَجْنُونٌ ] - الذاريات 39

Perihal terjemahan Ayat | 4714 Pengarang | Yasar Nuri Ozturk Bahasa | Turkish
#37

Tafsiran ( An-Naml 21 ) dalam Turkish oleh Yasar Nuri Ozturk - tr

[ "Ona acımasızca azap edeceğim, beki de onu boğazlayacağım; yahut da bana mutlaka açık bir kanıt getirecek." ] - Tafsiran ( An-Naml 21 )

[ لَأُعَذِّبَنَّهُ عَذَابًا شَدِيدًا أَوْ لَأَذْبَحَنَّهُ أَوْ لَيَأْتِيَنِّي بِسُلْطَانٍ مُبِينٍ ] - النمل 21

Perihal terjemahan Ayat | 3180 Pengarang | Yasar Nuri Ozturk Bahasa | Turkish
#38

Tafsiran ( Yusuf 85 ) dalam Turkish oleh Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Dediler ki: "Hâlâ Yûsuf'u anıp duruyorsun. Sonunda ya kederinden eriyeceksin yahut da helâk olup gideceksin." ] - Tafsiran ( Yusuf 85 )

[ قَالُوا تَاللَّهِ تَفْتَأُ تَذْكُرُ يُوسُفَ حَتَّى تَكُونَ حَرَضًا أَوْ تَكُونَ مِنَ الْهَالِكِينَ ] - يوسف 85

Perihal terjemahan Ayat | 1681 Pengarang | Yasar Nuri Ozturk Bahasa | Turkish
#39

Tafsiran ( At-Tawba 57 ) dalam Turkish oleh Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Eğer bir sığınak yahut bazı mağaralar veya girilecek bir delik bulsalar, yüzlerini döner o tarafa koşarlardı. ] - Tafsiran ( At-Tawba 57 )

[ لَوْ يَجِدُونَ مَلْجَأً أَوْ مَغَارَاتٍ أَوْ مُدَّخَلًا لَوَلَّوْا إِلَيْهِ وَهُمْ يَجْمَحُونَ ] - التوبة 57

Perihal terjemahan Ayat | 1292 Pengarang | Yasar Nuri Ozturk Bahasa | Turkish
#40

Tafsiran ( An-Nisa' 149 ) dalam Turkish oleh Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Bir hayrı açıklar yahut gizlerseniz, bir kötülüğü affederseniz, Allah da çok affedicidir, her şeye güç yetirendir. ] - Tafsiran ( An-Nisa' 149 )

[ إِنْ تُبْدُوا خَيْرًا أَوْ تُخْفُوهُ أَوْ تَعْفُوا عَنْ سُوءٍ فَإِنَّ اللَّهَ كَانَ عَفُوًّا قَدِيرًا ] - النساء 149

Perihal terjemahan Ayat | 642 Pengarang | Yasar Nuri Ozturk Bahasa | Turkish
#31

Tafsiran ( An-Nisa' 43 ) dalam Turkish oleh Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Ey iman edenler! Sarhoşken, ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünüpken de -yolculuk halinde olmanız müstesna- boy abdesti alıncaya kadar namaza/duaya yaklaşmayın. Eğer hastalanırsanız yahut yolculuk halinde bulunursanız yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız, bütün bu durumlarda su da bulamamışsanız, temiz bir toprakla teyemmüm edin. Yani yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Allah Afüvv'dür, günahları affeder, Gafûr'dur, hataları bağışlar. ] - Tafsiran ( An-Nisa' 43 )

[ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَقْرَبُوا الصَّلَاةَ وَأَنْتُمْ سُكَارَى حَتَّى تَعْلَمُوا مَا تَقُولُونَ وَلَا جُنُبًا إِلَّا عَابِرِي سَبِيلٍ حَتَّى تَغْتَسِلُوا وَإِنْ كُنْتُمْ مَرْضَى أَوْ عَلَى سَفَرٍ أَوْ جَاءَ أَحَدٌ مِنْكُمْ مِنَ الْغَائِطِ أَوْ لَامَسْتُمُ النِّسَاءَ فَلَمْ تَجِدُوا مَاءً فَتَيَمَّمُوا صَعِيدًا طَيِّبًا فَامْسَحُوا بِوُجُوهِكُمْ وَأَيْدِيكُمْ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَفُوًّا غَفُورًا ] - النساء 43

Perihal terjemahan Ayat | 536 Pengarang | Yasar Nuri Ozturk Bahasa | Turkish